HAARP projesi nedir, ne işe yarar sorularının cevapları ve tüm merak edilenler yazımızda.
HAARP Projesi Nedir?
Özellikle Türkiye‘de deprem yaratma ve zihin kontrol edebilme gibi güçlerinin olduğuna inanılan HAARP teknolojisi, gerçekten bu etkileri yaratıyor mu yoksa tamamen bilgi eksikliği mi? Bu yazımızda HAARP teknolojisini en detaylı ve bilimsel olarak size aktaracağız.
17 Ağustos 1999 Gölcük depremi gibi büyük depremlerin de içinde olduğu doğa olaylarını ve zihin okuma gibi oldukça uç diyebileceğimiz teknolojileri de içerdiği düşünülen HAARP teknolojisi, yararlarından çok zararları olan ve bir nevi ABD’nin dünyaya hükmetme aracı olarak biliniyor. Peki bu yaygın inanış gerçek temellere dayanıyor mu?
Komplo teorisyenlerinin aksine, HAARP projesi bizlere etki edecemeyecek seviyede sinyallerle çalışan ve tüm dünyada iyi etkilere sahip bir sistem olarak kullanılıyor. Derin bir literatür araştırması ile HAARP teknolojisini birlikte incelemeye devam ediyoruz.
HAARP Ne İşe Yarar?
HAARP’ı kelime anlamı ile Yüksek Frekanslı Aktif Aurorasal Araştırma Programı olarak çevirebiliriz. HAARP kampüsünde bazı bilimsel araçlar yer alıyor. Ancak komplo teorisyenlerinin ilgisini çeken tek şey ise dünyanın en güçlü yüksek frekanslı radyo vericisi olan İyonosfer Araştırma Aracı. Başlangıçta bu teknoloji ABD Silahlı Kuvvetleri, ABD Deniz Kuvvetleri ve Alaska Üniversitesi tarafından ortak yürütülen bir programken, tesis 2015 Ağustos’tan itibaren UAF’a (University of Alaska Fairbanks) geçmiş durumda. Tarihi çok eskiye yani Nikola Tesla’ya kadar uzanan bu sistem, Alaska’nın Gakona bölgesinde, 180 adet radyo sinyali üretebilen kuleden oluşuyor.
Yanlış Anlaşılmaların ve Komploların Nedenleri
HAARP teknolojisinin temelinde, atmosferimizin iyonosfer bölümünde araştırmalar yapmak ve bu araştırmaların etkilerini incelemek var. Ancak araştırma ve proje için çok fazla para harcanması, inceleme yapılacak alanın atmosferin elektromanyetik dalgalarının yansıyabileceği miktarda iyon ve elektronların bulunduğu bölgede olması, komplo teorilerini de beraberinde getirmiş durumda. Ayrıca dünyaca ünlü Jeofizik Profesörü Gordon J.F. MacDonald “HAARP teknolojisi ile deprem yaratılabilir. İklimlerle ve ozon tabakası ile oynanabilir” ifadelerini kullanınca tüm dünyada ve Türkiye’de HAARP teknolojisi çok yanlış anlaşılmış oldu.
HAARP Nasıl Kullanılır?
En basit anlatımla özetlemek gerekirse, HAARP teknolojisi iyonosferin belirli küçük bölgelerini ısıtmak ve bu işlemlerden sonra bölgedeki etkileri gözlemlemek üzerine çalışan bir proje. Araştırma belgelerinin halka açık bir şekilde sunulduğu bu proje, zannedilenin aksine çok da gizli değil. İsteyen herkes resmi internet sitesinden çalışmanın başlangıcı, deneylerin sonuçları gibi belgelere oldukça kolay bir şekilde erişebiliyor.
Ayrıca HAARP araştırmaları esnasında, bilim insanları birkaç gün boyunca, her biri birkaç saat deney yapmak üzere iyonosferik ısıtma cihazını çalıştırıyor ve bu araştırmaların tarih ve saati de gizlenmiyor. Ayrıca bunun bir kanıtı olarak Doç. Chris Fallen, 2020 yılı Şubat ayındaki son HAARP araştırmaları esnasında beklenenin çok üstünde bir ilgiyle karşılaştıklarını ve bu ilginin de olumlu yönde olduğunu ifade etmişti.
HAARP etkilerini incelemeden önce, HAARP projesi ile ilgili araştırma yapmak istediğinizde Google arama sonuçlarının birçoğunda komplo teorileri var. Ancak Chris Fallen, Google içeriklerinin çok da önemsenmemesini ve gerçek bir inceleme için akademik literatürün incelenmesinin faydalı olduğunu belirtiyor.
HAARP İle Deprem Yaratmak
Yoğun komplo teorileri ve inanışların aksine, HAARP teknolojisi ile deprem yaratmak mümkün değil. Ayrıca HAARP yer şekillerini ve gücünü kontrol edemez. Uzay fiziği ve aeronomi alanında uzman, UAF araştırma yardımcısı Doç. Chris Fallen, HAARP tesisinin tamamen yanlış anlaşıldığını ve depremlerde açığa çıkan gücün, çok daha az bir miktarı kadar güce sahip olan bu projenin atmosferin farklı bir bölümünü etkilediğini söyledi.
Ayrıca birkaç mühendis bilimsel bir hesapla, “Bir kıta tektoniğini 2 metre kaydıracak enerjiyi vermeden o fay 7.8’lik deprem üretmez. İran‘daki deprem yerkabuğunun 30 km derininde oluşmuş, yani 30 km x 200 km (fay kırık boyu) x 200 km = 1.2 milyon km3 kayayı 2 metre sürükleyecek kadar enerji verilmesi gerekiyor. 1 metreküp kaya = 3 ton, yani toplam ağırlık = 1.2 x 10^6 x 3 x 10^9 = 3.6×10^15 ton ağırlığı 2 metre sürükleyeceksiniz. 7.2 x 10^18 kgm iş yapmanız lazım.” ifadelerini kullandı.
Bu enerjinin onlarca hidrojen bombası patlatmaya eş değer olduğunu ve bu enerjinin uzaktan iyonosferle yansıtılamayacağını belirtiyorlar. Ancak son derece açık bir şekilde ifade edildiğini belirten Fallen, “İnsanlar komplo teorilerini ve UFO’ları sever. Ne yaparsan yap, kaç yıl kesin kanıt olmadan gidersen git, insanlar hala UFO’lara inanıyor.”